02 Eylül 2005




ağustos ayını akmeşe'de geçirdik. evin bahçesine yaptırdığımız odun fırınını da bolca kullandık.
bahçede de yedi domates türü büyüttük bu sene.












bugün ilk kez sonbahar havasını hissettim. artık istanbuldayım ve kışlık düzen başlıyor.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Asuman Hanım,
Yaz fotoğraflarınıza bakarak aklıma gelenler...
İlk zamanlardan beri, edebiyat, "Dünya Nimetleri"yle iç içe yürümüştür. Denis Diderot "Ensiklopedi"sinde bisküvi tarifleri veriyor, Gustave Flaubert "Madam Bovary" romanında Fransanın geneleksel yemekleri anlatıyor, Emile Zola, "Paris’in Karnı"’nda, yemeği romanın ana konu olarak ğösteriyor, Alexandre Dumas "Büyük Mutfak Sözlüğü" yazıyor, Marcel Proust, çocukluğundaki ıhlamura batırılan mekiği (meşhur “petite madeleine”) "Geçmiş Zaman Peşinde" kitabinda anımsatıyor, Boris Vian, "Günlerin Köpüğün"de, ondokuzuncu yüzyilin ünlü aşçısı Jules Gouffé’nin yemek tariflerini kendi stiliyle bir daha yaratıyor. Demek ki kelimelerin sanatı tatları birleştirme sanatından uzak değil.
(Türkçe hatalarımı lütfen bağışlayın...)
Sevgiler. Gisèle.